İkinci El Cinayet Tiyatrosu -Eleştiri

İzlediğim tiyatrolar hakkında eleştiri yazısı yazmaya karar verdim. Tiyatro benim için sinemanın büyüsünden öte bambaşka bir atmosfer sunan bir sanat türüdür. Bu sanat gelişmiş ülkelerde ilerleme gösterirken ne yazık ki ülkemizde giderek önemini kaybediyor. Bunun önüne geçmek için tiyatroyu ve tiyatro oyunları hakkında hem insanları bilgilendirmek hem de eleştiri yazmak amacıyla izlediğim tiyatro oyunları hakkında yazmaya karar verdim. Bu yazımın devamında dün izlediğim bir tiyatro oyunu hakkında eleştirimi bulacaksanız.

5 Ekim 2018 tarihli Trabzon Devlet Tiyatrosu Haluk Ongan Sahnesi’nde Dilan Demirel’in yazdığı Ebru Kara’nın yönettiği “İkinci El Cinayet” adlı tiyatro oyunu Duygu Urhan, Sinem Ersu ve Erkan Çelik tarafından sahnelendi. Oyun küçük insan kavramını ve günümüzün bencillik anlayışını empati kurarak anlatmayı amaçlamış. Oyunun hikayesi ise şöyle; intihar etmek isteyen bir adamın köprüye çıkıp İstanbul trafiğini felç etmesi ve yogaya giden bir kadının trafikte kalıp adamın atlamasını dilemesi üzerine kurulmuş. Neticede adam intihar ediyor ve kadın bunun kendi suçu olduğunu düşünüp adamın kızına kendisini affettirmek istiyor. Tüm olay örgüsü bu anlattığım hikaye etrafında dönüyor. Popüler kültürün insanı ne hale getirdiğini ve bu kültürün en sağlıklı bireyi bile kendi içinde nasıl travmalar yaşadığını bizlere anlatıyor.

İntihar eden adamın kızı ve intihar etmesini dileyen kadının ilk başta normal olarak başlayan sohbetinin nasıl bir anda psikolojik bir gerilime yol açtığını görebiliyoruz. Burada taraflardan biri sağlıklı bir birey iken diğeri sorunlu bir birey ama sohbetin sonuna doğru bu tam tersine dönüyor. Oyunun oluşturduğu atmosfer insanın yoga yaparken hissettiği sakinlik ile hemen hemen aynı diyebilirim. Müzikler son derece iyi seçilmiş. Oyunun dekoru sade ve oyun boyunca dekor üzerine projeksiyon ile görüntü yansıtılıyor. Oyunda bazen arkaplanda konuşan bir kişiyi görüyoruz. Konuşan kişinin sesi görüntü ile desteklenmiş ve seyircinin dikkatini oyuna vermesi sağlanmış. Oyunun süresi yaklaşık olarak 1 saat sürmektedir. Oyunun dekoru sadece 1 defa değişmekte ve genel olarak Duygu Urhan’nın seslendirmeleri ve oyunculuğu ağır basmakta. Tüm oyun boyunca ses tonu, oyunu dikkatli bir şekilde izlememizi ve dinlememizi sağlıyor.

Oyunda başrolümüz meydana gelen olaydan sürekli kendini sorumlu tutuyor. Ona göre gerçekleşmekte olan her şey birilerinin yapması ve dilemesi üzerine gerçekleşiyor. Eğer kendisi adamın intihar etmesini dilemeseydi o adam intihar etmeyecekti. İntihar eden adamın kızı konuşmaya başlamadan önce kadını suçlu buluyoruz lakin adamın kızı sonunda şuna benzer bir cümle kuruyor: “Sen diledin ben yaptım.”

Kız babasını intiharından dolayı kendisini suçlu buluyor ama sırf intihar etmesini dilediği için kendisini suçlayan kadını görünce, onun psikolojik sorunları olduğunu düşünüp orayı terk ediyor. Birileri kötü bir şeyler yaparken başkaları ise sadece diliyor. Bundan dolayı hangimiz daha suçluyuz.

Oyunun genel anlamda insan psikolojisine ve düşüncelerine yöneldiğini düşünüyorum. Çünkü oyun sonunda empati, bencillik, ölüm ve yaşadığım hayat hakkında sorgulamaya gittim. Bu sorgulamalar aslında çoğumuzun ruh sağlığının iyi olmadığını gösteriyor. Toplum olarak sağlıklı görünüyor olabiliriz ama her birey kendi içinde yaşadığı travmalar yüzünden biraz hasta ve bunu dışa vurmuyor. Bunun neticesinde toplumsal olarak çöküşün bireyin bencilliği yüzünden olacağını düşünüyorum. Bu düşünceler şimdilik aklımdan çıkmıyor ve umarım bunun için bir şeyler yapabilirim(z).

İkinci El Cinayet tiyatrosu hakkında söyleyeceklerim bu kadar. Umarım sizde tiyatroyu merak edip izleme fırsatı bulabilirsiniz. Diğer tiyatro oyunlarını izledikten sonra düşüncelerimi paylaşmaya devam edeceğim.

Değerli ziyaretçi Piraye'den Nazım'a başlıklı yazımda ilginizi çekebilir. Değerli fikirleriniz için yorum yapmanızı bekliyorum.

Bir Cevap Yaz

Yorum

  • Tiyatro eleştirileri için bir kaç tane kategori belirleyip onlar üzerinden puanlarsanız daha iyi olabilir. Emeğiniz için teşekkürler.

    • Şimdilik amatör olarak yaptığım için fazla yazamıyorum, yazma olayını ilerlettiğimde dediğiniz gibi kategorilere bölüp yayınlamak mantıklı olacaktır.